Bismillahirrahmanirrahim
Pek aziz ve muhterem kardeşlerim
Ebu Hüreyre (r.a.) dan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor ;
"Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır." [1]
Kardeşlerim,
Dünyada lüzumsuz, boş ve faydasız hiçbir şey yoktur. Allah Teâlâ her yarattığını bir hikmete dayalı ve bir hizmete uygun yaratmıştır. Ancak her şeyin herkes için her zaman gerekli olması da hiç şüphesiz düşünülemez. İşte hadiste işaret buyurulan, malayanî, "kişinin dinine ve dünyasına faydası olmayan şey" anlamındadır.
İnsanı doğrudan ilgilendirmeyen şeylere bu anlamda "lüzumsuz" veya "gereksiz" denilebilir. Halkımız "üstüne elzem olmayan işe karışma" derken, işte bu manayı dile getirmektedir.
Aziz kardeşlerim,
Neyin malayani, neyin gerekli olduğunu ayırabilmek için, öncelikle sağlam değer ölçülerine sahip olmak lazımdır. Hiç şüphesiz Müslümanlar için Müslümanlığın değer ölçüleri esastır. O halde olgun mümin, Müslümanlığın ölçülerine göre yaşayan ve çevresini bunlara göre değerlendiren kişidir.
Malayaninin terk edilmesi, müslümanın sürekli uyanık olduğunu gösterir. Murakabe fikri ile yaşadığını belgeler.
Malayaniyi terk etmek, gerekli olanı icap eden yerde gerektiği ölçüde yerine getirmek demektir. Toplumda olumsuz gelişmelerin önlenmesi, büyük ölçüde gereksizlerin terk edilmesiyle mümkün olacaktır. Bu sebepledir ki, İslam alimleri bu hadisi "medar-ı İslam" olan dört hadisten biri kabul ve ilan etmişlerdir.
Gereksizi terk etmek, lüzumluları önem sırasına koyma fikrini de beraberinde getirir. Böylece Müslüman, her konuda en lüzumlu olanı işlemek, en gerekli olanı ortaya koymak başarısını ve basiretini yani olgunluğunu gösterir. Bu da onun güzel Müslüman olduğunun delili olur.
Malayani ile meşgul olmak, lüzumluları ihmal etmeye götürür. Çünkü gerekli-gereksiz her şeyle meşgul olmak insanı, kolayı tercihe sevk eder. Bütün bunlar ise, sonuçta Müslüman’ı fuzulî işlerin adamı durumuna düşürür. Bu bakımdan hadis, fevkalade önemli bir tespit yapmakta, iyi Müslüman olabilmek için her şeyden önce kendisini ilgilendirmeyen fuzulî işlerle meşgul olmamak gerektiğine dikkat çekmektedir. Çünkü ömür kısadır ve hızla geçmektedir.
Gerekli - gereksiz her şeyin harman olduğu günümüzde, sadece lüzumlu işlerle meşgul olabilmek, ancak gerçekten olgun bir iman ile mümkündür.
Onun içindir ki, kardeşlerim, tasavvufi hayat bize bu konuda ölçülü olmayı, sünneti seniyyenin asla dışına çıkmamayı öğretmektedir. Bir ehli tarik ferasetli olmalıdır, kendisine sermeye olarak verilen bu nefesi, ömrü, lüzumsuz işlere harcamamalıdır unutulmamalıdır ki, bize her şey emanettir, bir gün emaneti veren geri bizden alacaktır.
Sultanımız Gavsul Azam Hazretleri dervişinin ilerlemesini lüzumsuz işleri terk etmeyi, kendisini alakadar etmeyen şeyler ile muhatap olmamaya bağlamıştır. Yüce mevlamız bizleri lüzumsuz işlerden ve hallerden muhafaza eylesin. Amin .
Burada sohbetime son verirken hepinizin cumasını canı gönülden tebrik eder, hayırlar ve güzellikler getirmesi yüce mevladan niyaz ederim.
Hizmetkar 25.04.14
Dipnotlar
· [1] Tirmizî, Zühd 11. Ayrıca bk. İbni Mace, Fiten 12