ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Riyadan Sakınmak İhlasa Sarılmak

Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla

Pek aziz ve muhterem kardeşlerim,

Allah Resulü (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor;

“ Sizin hakkınızda en çok korktuğum şey küçük şirktir.”

Ashab-ı kiram sordu:

“Ey Allah’ın Resulü, küçük şirk nedir?”

Resulullah :” Riyadır”, buyurdu ve şöyle devam etti:

“Allah Teâlâ, kulların amellerinin karışıklarını vereceği gün, riyakârlara şöyle buyuracak;

“ Haydi, şimdi dünyada kendilerine gösteriş yaptıklarınıza gidin. Gidin de bakın bakalım onlarda hayır namına bir şey bulabilecek misiniz?”1

Sevgili kardeşlerim;

Allah’ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz ümmeti için korktuğu çok önemli bir konuyu bizler ile paylaşıyor. Efendimiz (s.a.v.) ümmetinin mahşer meydanında, yüce Allah’ın huzurunda mahcup olmaması için, bu tehlikeyi bize haber veriyor.

Ümmetinin bu konu da çok dikkatli ve tedbirli olması istiyor.

Kardeşlerim,

Riyakâr kimse yapmış olduğu amelleri gösteriş için yapar. Ne güzel namaz kılıyor, ne güzel hayır hasenat yapıyor,  çok cömert bir kimse, desinler diye yapar, bütün amellerinde hile ve kandırmaca vardır.

Bu nedenle Allah’ın Resulü (s.a.v.) onların amellerinin ahirette hiçbir karşılığının olmayacağını bize bildiriyor.  Yani ömürlerini boşa tüketmiş, namaz kılmış ama karşılığında hiçbir ecir alamamış, onun bu namazı ona sadece yorgunluk vermiş. Onun içindir ki, ehli irfan Gavs’ ul Azamın (k.s.) evlatları olarak bu tehlikeden uzak durmalıyız, bütün amellerimizi ihlas ile yapmalıyız.

 Desinler’den, görsünler’den, her daim kaçınmalıyız. Atalarımızın şu tembihi gayet yerindedir, derler ki;

Sağ alin verdiği sadakayı sol el görmemeli” işte ölçüyü gördünüz mü?   Devleti Aliye’ yi Osmaniye yaptıkları bütün hizmetlere hiç isim kullanmamışlar, çeşmeler yapmışlar, sebil demişler hep gizli kahraman olarak tarihe geçmişler.

Kardeşlerim, ihlas ile yapılan bütün amellerin feyzi, lezzeti bir başka olur, ibadetlerde ihlasa ulaşanlar, hem dünyada hem de ahirette aziz ve bahtiyar oluyorlar.

Bu örnek şahsiyetlerden birkaç tanesini size anlatayım;

İhlas konusunda zirve islimlerin başın da Muhiddin’i Arabi (k.s.) Hazretleri gelmektedir. Yaşadığı asırda onu anlayan kimse pek olmamış, hatta onu kâfir olmakla suçlayan olmuş, ama O ihlas konusunda zirve yapmıştır. Ondan bir hatırayı teberrüken sizlerle paylaşayım;

“Bir gün Muhiddin Arabi hazretleri bir âlimin hasta olduğu duyar ve der ki gideyim de bu kardeşime geçmiş olsun diyeyim ve sünneti peygamberi ye işleyeyim.

Hasta olan zatın kapısına varır. Kapıyı çalar, içeriden evin hanımı, kim o der, Muhiddin der. Evin hanımı defol ey kâfir senin yerin burası değil kilisedir, der.

Muhiddin Arabi Hazretleri, mümin kardeşim beni kötü bir yere göndermez der, kiliseye gider.

Kilisede papaz toplamış insanları eline bir kâğıt almış, üçgen çizmiş güya Allah’ı anlatıyor İsa, Meryem ve kutsal ruh gibi saçma sapan şeylerden bahsediyor, Muhiddin’i Arabi Hazretleri papazı bir müddet dinler ama dayanamaz papaza müdahale eder. Allah’ın birliği rakam diliyle değildir. Zatı has birliğiyle birdir. Üç dört şeyi bir araya getirerek olmaz böyle bir şey yok der.

Papazla vardı, yok tu diye tartışırlar. Muhiddin’i Arabi Hazretleri orda duran İsa (a.s.) a  izafeten yapılan heykele döner, ey papaz efendi, sen İsa ya inanmıyor mu sun? Ona iman etmedin mi? Evet der, o vakit ona şu heykele soralım, kim haklı kim haksız  papaz hiç heykel konuşur mu?  Deyince Muhiddin’i Arabi Hazretleri sen ne bicim adamsın konuşamadığın heykele niçin tapıyorsun der.

Heykele, ya İsa ben mi haklıyım, yoksa papaz mı deyince, heykelden şöyle bir ses gelir;

Bu davada Muhiddin Arabi haklıdır, deyince kilisede ki bulunan bütün insanlar şahadet getirir ve Müslüman olur.

Muhiddin’i Arabi Hazretleri, onları da yanına alır o hasta olan mümin kapısını çalar;

Ey kardeşim, bak sen beni kiliseye gönderdin, oradakilerin hepsi senin vesilen ile Müslüman oldu.

İçeriden defol ey kâfir diye yine bağırırlar. 2

Kardeşlerim;

İnsan yaptığı bütün amellerinde ihlası gözetirse, yani sadece ama sadece Allah’ın rızasını gözeterek yaparsa, onun önünde bütün kâinat eğilir. On sekiz bin âlem, o kulun ayağının altında paspas olur. Tek sen bu ayarı tuttur, ibadetlerinde ihlası yakala. Allah cc. senin vesilen ile gönülleri fethettirir, tek sen işlerini alemlerin rabbi olan Allah cc. için yap, ihlas ile yap.

Bu konuda Sultanımız Gavs’ul azam Hazretleri, evlatları için olmazsa olmaz şartları anlatırken, dervişinin kemalata ermesinin, ihsan makamına çıkabilmesinin ancak ve ancak amellerinde ihlas ölçüsüne uyduğu takdirde olacağını  bize bildirmektedir.

Onun için derviş kardeşlerimizin yaptığı her amellerin de mutlaka ihlas ölçüsünü korumalarını Pir Hazretleri (K.S.) bize tavsiye etmektedir.

Nitekim bu konuda fahri kâinat Efendimiz (S.AV.) Hazretleri şöyle buyurmaktadır;

Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan yanına kar kalan sadece açlık ve susuzluktur. Nice ibadet eden vardır ki, onun da bu ibadetten karı sadece uykusuzluk ve zahmettir.3

İşte sevgili kardeşlerim, (Alemlerin Rabbi Olan)Allah cc. için kılınmayan namazlar, Allah için tutulmayan oruçlar, Allah için yapılmayan hayır ve hasenatlar, yapılan evrad ve ezkarlar, rabıtalar kısacası tüm amellerin ihlasla yapılmadığı müddetçe Allah cc yanında hiçbir kıymeti yoktur.

Bu amellerin ahirette bir karşılığı da mevcut değildir. İhlas olmadan yapılan her amelin her ibadetin neticesi dünyada bile görülmektedir.

Yani adam geliyor, Hazreti Pirin dergâhına evlat olacağım diye, fakat intisabında ihlas olmadığı için gayesinin hakka vasıl olmak, yakın derecesine ulaşmak olmayınca,  ya şeyhini beğenmiyor, ya vekilinde hata kusur aramaya başlıyor, ya da kardeşlerinin eksiklerini arıyor.

Netice olarak da Piri Geylani Hazretlerinin ifadesiyle “ Bizim yolumuz denize benzer içerisinde asla mundar barındırmaz, nasıl ki deniz içerisinde ki ölmüş bir cesedi veya ölmüş bir şeyi kıyıya atarsa bu yolda niyeti bozuk ameli ihlasız kişileri içerisin de barındırmaz.”  4

Teslimiyeti ihlassız olanlar bu şekilde mazi olup gidiyorlar, Allah cc bu güzel yoldan ayağımızı kaydırmasın, Amin.

Sevgili kardeşlerim, hikmet ehli zatlar, Allah cc. için yapılmayan ameller, yani gösteriş için yapılan ibadetler için şu çarpıcı misali vermişlerdir;

“ İbadetlerini görülsün ve duyulsun diye yapan kimse,  pazara çıkıp para kesesine çakıl taşları dolduran bir adama benzer. İnsanlar kesesinde taş dolu olduğunu bilmediği için onun hakkında;

“ Şu adama bakın; nasıl kesesini parayla doldurmuş! Derler.

Hâlbuki o kesenin içinde sadece taş vardır.

O kimseye, insanların konuşmasından başka bir faydası olmaz.

O kimse, taş dolu kesesiyle gidip bir şey almak istese onlarla (yani kesedeki taşlarla) hiçbir şey alabilir mi? 5

İşte riyakârın, görsünler ve işitsinler diye iş yapanların hali budur. Halkın sözünden ve iltifatından başka, hiçbir menfaati olmaz. Ahirette ise yaptığının hiçbir karışığını bulamayacağı gibi ibadetsizde kalacaktır.

Aziz kardeşlerim, sohbetimi noktalar iken gelin ahirette Rabbimizin huzurunda, ibadetlerimizin boşa gitmemesi için, elimizin boş kalmaması için, ibadetlerimizde ihlas ayarını tutturalım, bu ölçüye uyalım ki, emeğimiz boşa gitmesin, o dar günde mahcup olmayalım. Yüce mevlamız cümlemizi ihlastan ayırmasın, gösterişten riyadan bizleri korusun. Amin. Selam ve dua ile.

Hizmetkâr 22.05.2014

Dipnotlar

1.     Ramuzul ehadis

2.     Tabaka tül Kübra/ İmamı Şarani (r.a.)

3.     Ramuzul ehadis

4.     Cevherden gerdanlıklar / Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.)

5.     Tembihu’ı gafilin/ Ebu’-l leys  Semerkandi (k.s.) 

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :