ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Şeytanın Korkusu

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

Kıymetli kardeşlerim!

Pirimiz  (k.s.) bir sohbetinde şöyle buyuruyor;

Şeytanın korktuğu şey, istiaze ve ariflerin kalplerinde ki marifet nurunun şuasıdır. Eğer ariflerden olamazsan, Allah tan korkanların istiazesine sarıl; o zaman ariflerin derecesine yükselirsin. O zaman kalbinde ki nurun şuası, şeytanın gücünü kırar, ordusunu hezimete uğratır, kolunu kanadını kırar, sende açmak istediği yarayı da siler atar. Çoğu kere kardeşlerin ve sana uyanlar adına şeytanın bir zindanı olursun.

Peygamber’den (s.a.v.)  Hz Ömer ‘le ilgili rivayet edilen şu hadisi şerifte geçtiği gibi:

“ Ey Ömer! Şeytan senin gölgenden kaçar “. (1)

Başka bir hadisi şerifte Hz peygamber (s.a.v.)  şöyle buyuruyor:

“ Ömer hangi vadiye gitse, şeytan yolunu değiştirip başka vadiye gider.” (2)

Denilmiştir ki:

“ Şeytan Hz Ömer’i gördüğü zaman sara ‘ya tutulur (sara hastalığına)  çarpılır”.

Şeytan bir kulun kendi davetine tam bir sadakatle karşı çıktığını anlayınca, ondan ümidini keser onu terk eder ve başka kişi ile uğraşmaya başlar.

Ancak; ona daha sonra gizlice, hırsız gibi gelir ve halini yoklar. Bunun için kul şeytana olan düşmanlığında daim olmalı, onun gelmesi ve hilesi konusunda, dikkatli ve uyanık olmalıdır. Çünkü onun gireceği delik incedir, düşmanlığı eskidir. O, kanın damarlarda gezdiği gibi, derilerde ve etlerde yürür, gezinir.

Rivayete göre Ebu hüreyre (r.a.)  şöyle demiştir:

“Allah’ım zina etmekten ve insan öldürmekten sana sığınırım.”

Ona şöyle denilmiş:

-Sen böyle şeylerden korkuyor musun?

O da:

-Nasıl korkmayayım ki, şeytan yaşıyor.(3)

Aziz kardeşlerim:

Sultanımız Gavsul Azam Seyyid Abdulkadir Geylani Ks Hazretleri: Bu sohbetinde şeytanın bizim düşmanımız olduğunu ve bize nasıl bir kötülük yapabileceğini,  bizim ibadetlerimizi nasıl fesada uğratacağını, bize ayrıntılı bir şekilde izah etti. Ve şeytanın kimlerden korktuğunu ve bizim de ehli irfan olarak Salihlerin yolundan onların sohbet halkalarından onların gönül dünyalarında yerimizi almamız gerektiğini, bize bildirdi. Zira Allah dostlarıyla beraber olmak onları sevmek onları sevenleri sevmek onların manevi etki alanında olmak bizleri şeytanın şerrinden hile ve tuzaklarından korumaktadır.

Bir kıssada şöyle anlatılır;

Bağdat’ta yaşayan bir hadis Âlim’i vardı. Binlerce talebe yetiştirmiş seçkin bir kimseydi. Bir gün hastalandı ve yatalak bir hale geldi. Öyle ki sanki hadis âliminin göğsüne bir kimse oturmuş, ellerini de boğazına atmış, onu boğazlıyor gibi bir durumdaydı.

Bu hali günlerce, aylarca devam etti. Talebeleri hocalarının bu haline çok üzülüyorlardı. Bir gün içlerinden biri dedi ki:

-Gitsek de Şeyban’i Rai Hazretlerine hocamızın bu durumunu haber versek, belki bir faydası dokudur. Gittiler durumu Şeyban-i Rai Hazretlerine anlattılar.

Şeyban-ı Rai Hazretleri talebeler ile beraber, âlim zatın hasta yattığı odaya geldiler. Tam o sırada âlim zatın göğsüne oturmuş ve elleri ile boğazını sıkmakta olan şeytanı aleyhillane vardı. Şeytan Şeyban’i Rai hazretlerini görünce ne yapacağını şaşırdı ve odadan hızla kaçtı.

Bu durum karşısında, hasta olan âlim zat kendisine geldi. Zira aylardır ıstırap içerisinde idi, bir anda ıstırabı geçmişti. Şeyban-ı Rai hazretlerinin eline kapandı; ne olursun, hiç gitme ben ölünceye kadar yanımda kal, sen gelince bak şeytan kaçtı gitti, benim ıstırabım dindi dedi.

Şeyh Şeyban-ı Rai hazretleri, bir müddet orada kaldı, ama gitmeliydi, dergâhında hizmet vardı, âlim zattan müsaade istedi, âlim zat yalvardı ne olur gitme, yanımda kal. Onun bu ısrarına dayanamayan şeyh Şeyban’ı Rai hazretleri, elindeki asasını Âlim’in yatağının başucuna koydu ve gitti.

Şeyh Şeyban-ı Rai hazretleri odadan çıkar çıkmaz, şeytan odaya geri geldi, tam yataktaki âlim zata doğru gidiyordu ki, birde baktı, yatağın başucunda Şeyban’ı Rai hazretlerinin asası duruyordu, hemen şimşek hızıyla odayı terk etti ve bir daha âlim zat ölünceye dek gelmedi.

“O âlim zat ruhunu Allah cc tesim edene kadar şöyle diyordu; Eyvah bana, yazık bana, bunca yıl hizmet ettim, şu kadar talebe yetiştirdim ama ümmi Şeyban-ı Rai’nin asası kadar olamadım”. (4)

İşte kardeşlerim:

Pirimiz  de bizlere bu şifreyi veriyor, Salihlerin sohbet halkasında oturun, onların gönül dünyasında olun, onların çekim alanı içerisinde durun, rabıtanızla onlarla bağ kurun, sohbetten, zikirden, meclisten, medreseden, dergâhtan, uzak kalmayın eğer kalırsanız; O vakit şeytanın ilgi ve çekim alanında olursunuz, o sizi Allah’tan, o sizi Kurandan, o sizi cennetten, o sizi Rabbimizin rızasına ulaşacağınız bütün güzelliklerden alıkoyar.

Kısacası kardeşlerim, pirimiz Kur’an-ı Kerimde ki “Ey iman edenler Sıddıklarla, Salihlerle beraber olun.  “ (5) ayeti celilesinin sırrına vakıf olmamızı arzu etmektedir.

Kardeşlerim;

Nasıl ki; sürüden ayrılan koyunu kurt kaparsa,  cemaatten, sohbetten, zikirden, dergâhtan, virt ve rabıtadan ayrılanı da şeytan kapar. Allah dostlarıyla beraber olana “ Allah yar, cennet diyar olur”   Onlardan uzak duranlara, dersi, virdi, sohbeti, rabıtayı, meclisi, terk edenlere de”şeytan yar, cehennem diyar olur “ Allah ehli irfanı muhafaza eylesin.

Onun için kardeşlerim; şeytanın kırk bin türlü hilesi var, tuzağı var, fitnesi var,  çok dikkatli, çok tedbirli olmalıyız. O irfan meclisiyle ve onun mensuplarıyla çok uğraşır. Aranızda dargınlık, kırgınlık, fitne çıkarmak için var gücüyle çalışır. İyiyi kötü, güzellikleri çirkin, ufak tefek hataları dağlar kadar büyük gösterir.

Bir de bakmışın şeytanında yardımıyla desteğiyle, İrfan Meclisinden, sohbetten, ibadetten, namazdan ayrılmış gitmişsin. Bahanen de hazırdır zira şeytan ağabeyin öyle kulağına fısıldayıp duruyordu “ ya ben eskisi kadar feyz alamaz oldum, sohbetlerden bir şey anlayamıyorum, rabıtadan, virtten bir şey hissetmiyorum, geleceğim ama falan arkadaşın yanlışları var onun için gelmiyorum ya, vekili beğenmiyorum bir sürü yanlışı hatası var, hiç şeffaf değiller, şeffaf olsalar, gelirim tabi geleceğim ama biraz ara soğusun vesaire bir sürü şeytan ağabeyinin telkinlerini diline virt edinmiş çekmektedir. Oysa  kendi hatasını, kendi kusurunu, kendi  yanlışlarını görseydi ve  nasıl olur bunlar benim kardeşlerim bu meclis benim velinimetim bu yol benim cennet yolum şeyhim benim dünya ve ahiretim için yol göstericim kılavuzum ben nasıl şeytanın oyununa gelirim demelidir.

Kardeşlerim, kısacası kendimize çeki düzen verelim, şeytanın tuzağına düşmeyelim, onun oyununa gelmeyelim. Sonra çok pişman oluruz, biz ne ettik deriz, ama ahlar vahlar fayda vermez.

Ya rabbi bizi nefsimizin şerrinden, şeytanın şerrinden, hile ve tuzaklarından, bizi senden uzaklaştıracak bütün hal ve davranışlardan koru. Bizi Salihlerin sıdıkların katında değer verdiğin bütün sevdiklerinin yolundan ayırma, bizi dünyada da ahirette de onlarla beraber et. Bizi sultanımız Gavsul azam Seyyid Abdulkadir Geylani hazretlerinin ordusunda bir nefer eyle. Amin..

Selam ve dua ile.

Hizmetkâr  21.06.2014

Dipnotlar

1.     Kenzü’l -Ummal,32764

2.     Camiu’ ı - Mesanid, 2/286

3.     Şeytanla Mücadele, Seyyid Abdulkadir Geylani(k.s.)

4.     Minhac’ül Arifin, Seyyid Abdulkadir Geylani (k.s.)

5.     Tevbe suresi, 9/119 

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :