ziyaretci sayacı


Aktif :
Bugün :
Toplam :
Anasayfa
Tevessül ve İstimdâd Meselesi

 

Tevessül, bir maksada erişmek için bir şeyi yâhud bir kimseyi aracı tutmak demekdir. Dînî ve tasavvufî bir tabir olarak tevessül, Allah'a yaklaşmak için yâhud duâların, isteklerin kabûlü için Allah'a karîb olan zevâtı aracı tutmak, onları vesîle edinmek demekdir. Nasıl ki dünyevî husûslarda maksada ulaşmak için bir takım vesîleler, vâsıtalar, aracılar devreye sokuluyorsa manevî husûslarda da böyledir.

Ashâb-ı Kirâm Hazret-i Peygamber'i vesîle edinmiş, duâlarında onunla tevessül etmişdir. Gözleri göremeyen bir sahabîye Peygamberimizin kendisiyle tevessül ederek Allah'a duâ etmesini söylemesi ve bunu yapan sahabînin gözlerinin ânında açılması hâdisesi çok meşhûrdur. Yine Yûsuf aleyhisselâm kendi hasretiyle ağlamakdan gözleri kör olan babasına gömleğini göndermiş ve Yakub aleyhisselâmın gözleri bu gömlek vesîlesiyle açılmışdır. Yine kuraklık zamanında Hazret-i Ömer'in Hazret-i Peygamber'in amcasıyla tevessül ederek yağmur duâsı yapması ve hemen o anda yağmurun başlaması bilinen bir gerçekdir.

İstimdâd, yardım istemek demekdir. Nasıl ki dünyevî husûslarda güçlü-kuvvetli, makâm-mevki sâhibi kimselerden yardım isteniyorsa, manevî hûsuslarda da Allah katında makbûl, sözü geçen zevât-ı âlî-kadrden yardım istenir. Bu zevât ister ber-hayât olsun yani aramızda bulunsun ister âhirete intikâl etmiş olsun farketmez. Zîrâ onlar ölü değildir.

Bazıları nedense bu meseleyi hiç anlamıyor, sanki duâ Allah'a değil de kula yapılıyor zannederek, tevessüle ve istimdâda şiddetle karşı çıkıyorlar, hattâ böyle yapanları tekfîr etmeye kadar işi ileri götürüyorlar. Halbuki bütün mü'minler duâlarını Allah'a yapar, Allah'dan ister, Allah'a yalvarırlar. Zîrâ kâdıu'l-hâcât ancak O'dur. Ne var ki, ednâ bir kulun Allah katında sözü geçmez, duâsı makbûl olmaz, o yüzden sözü geçen bir zâtı vesîle edinir, o zâtdan istimdâd eder.

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri Ziynetü'l-Kulûb nâmındaki eserinde evliyâullaha âid sıfatları saydıkdan sonra tevessül ve istimdâd husûslarında şöyle buyuruyorlar :

 

Bu sıfatlara sâhib bulunan zevâta hüsn-i zan edilir. Bu zevât-ı âlî-kadr ile, Hakk Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerine tevessül olunur. Hayır duâlarına, safâ-yı himmetleri berekâtına dünyâ ve âhiretde mazhar olmak için Cenâb-ı Hakk'dan ricâ ve niyazda bulunulur. Allah Celle Kur'ân-ı Kerîminde bu husûslara işâretle, "وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْاَرْضُ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَ velev lâ def'ullahi'n-nâse ba'dahüm bi-ba'din le fesedeti'l-ardu velâkinallahe zû fadlin 'ale'l-'âlemîn" buyurmuşdur.

Evet, böyle zevâtdan ister hayatda bulunsun, ister âhirete rıhlet buyurmuş olsun, feyz-i bereketlerine, bi iznillahi teâlâ, tevessül ve istimdâd eylemek meşrûdur. Netekim, Buhârî-i Şerîf, hayâtda bulunan veya âlem-i cemâle göçmüş olan zevât ile tevessül ve temessük etmeğe şu hâdiseyi misâl olarak beyân buyurmakdadır.

Buhârî-i-Şerîf'in istiskâ bahsinde tasrîh olunur ki, Hazret-i Ömerü'l-Fârûk radıyallahu anh Efendimizin hilâfetleri devrinde, Medîne-i Münevvere'de kıtlık ve kuraklık olmuşdu. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin muhterem amcaları henüz hayatda bulunuyorlardı. Yağmur duâsına çıkıldı ve Halîfe Hazretleri, şöyle niyâzda bulundular : "İlâhî, Nebiyy-i Kerîmine tevessül ile istiskâ ederiz ve muhterem amcaları hürmetine yağmur yağdırmanı ricâ ederiz. Duâmızı kabûl buyurarak bizi irvâ ve iskâ eyle" demiş ve hemen o saatde fevkalade bir rahmet yağmağa başlamışdır. Hattâ İbni Abbas radıyallahu anhdan rivâyet olunduğuna göre, Hazret-i Ömer ibni'l-Hattâb radıyallahu anh Efendimiz, "Yâ Rab, biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin amcası Abbas ibni Abdülmuttalib'i tevessül ile istiskâ ve onun ihtiyarlığına merhameten, zât-ı ehadiyyetinden istimdâd ve istişfa' ederiz" sözleriyle duâsını tamamlamışdır. Bu hâdise ile anlaşılmakdadır ki, âlem-i cemâle göçen zevâta olduğu gibi, hayatda bulunan zâtlara da tevessül câizdir ve rneşrûdur.

Hısni'l-Hasîn ve şerhinde, Osman ibn Hanîf'den rivâyet edildiğine göre, sahabîden bir a'ma zât, Huzûr-ı Saâdet'e gelerek gözlerinin açılması için Resûl aleyhisselamdan duâ ve niyâzda bulunmalarını istirhâm etdi. Aleyhi's-salâtü ve's-selâm Efendimiz, kendilerine, "Abdest al ve iki rekat namaz kıl" buyurdular. A'mâ zât, abdest alarak iki rekat namaz kıldılar. Resûl-i Zî-şân kendilerine, "Şimdi duâ et ve duânda benim hürmetime gözlerinin açılmasını Cenâb-ı Bârî'den niyâz eyle ve bana tevessül kıl" buyurdular. Emirlerini aynen yerine getiren ve Habîb-i Kibriyâ'ya tevessül ve temessük eyleyen a'mânın gözleri hemen oracıkda açılıverdi.

Fahr-i kâinât aleyhi efdalü't-tahiyyât Efendimizin, o gün o zâta öğretdikleri duâ budur : "Allahümme innî es'elüke ve eteveccehü ileyke bi nebiyyike Muhammedin nebiyyi'r-rahmeti. Yâ Muhammed, innî eteveccehü bike ilâ rabbî fî hâceti hâzihî li takdıye lî. Allahümme fe şeffi'hu fiyye"

Yine, Fahr-i âlem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, İmâm-ı Taberânî'nin rivâyet buyurdukları hadîs-i şerîflerinde, "Ey ashâbım ve ümmetim, sizlerden biriniz, hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde, bir şeyini kaybederse, kaybetdiği şeyi bulmak için üç kere, 'yâ ibâdallah e'înûnî' desin, kaybını hemen kendisine gösterirler. Zîrâ Allahu Teâlâ'nın öyle kulları vardır ki, onları sizler göremezsiniz ammâ onlar sizleri görürler" buyurmuşlardır.

Yine, ibn Mesûd radıyallahu anhdan rivâyet olunan bir hadîs-i şerîflerinde, "Ey ashâbım ve ümmetim, sizlerden biriniz, binek hayvanını hâlî bir arâzîde elinden kaçırırsa, şöylece seslensin : 'yâ ibâdallah ahbisû'. Zîrâ Cenâb-ı-Hakk'ın yeryüzünde öyle kulları vardır ki seslenen kimsenin sesine hemen kulak verir ve kaçan hayvanı tutarlar".

Aliyyül-Kârî rahmetullahi aleyh Hazretleri, "Bu nidâdaki ibâddan maksad, meleklerdir ve insanların ve cinnilerin müslim olanlarının rûhlarıdır, abdâl tesmiye olunan ricâl-i gaybdır" buyurmuşlardır.

Tasavvuf kitâblarında beyân olunmuşdur ki, Hakk Sübhânehû ve Teâlâ Hazretlerinin makbûl kullarından duâları kabûle karîn olan nice zevât-ı kirâm, duâları ve safâ-yı himmetleri berekâtiyle, Allahu Azîmü'ş-Şân'ın lutfu ile tecessüm eder ve birçok darlıkda kalan, gamlı olan ve müşkilleri bulunan kullarına, bi iznillahi teâlâ, yardım, nusret ve teselliyet ederler. Halbuki, duâ eden zevâtın bu türlü hâlât vukûundan aslâ haberleri olmaz. Nasıl ki, rüyâda görülen zât, kimin rüyâsına girdiğini bilemez. Bununla beraber, haberdar olanlar da bulunur. Meğer ki Cenâb-ı-Hakk'ın bildirmesi ile biline

Bu gibi hâletleri, Hakk Teâlâ Hazretleri şerîata hürmet eden kulları vâsıtasiyle li-hikmetin hafî zuhûra getirir ki, bu dahi o zâtlar hakkında bir nevi kerâmetdir. Müteşerri olmayan kimseden zuhûra gelen hârikulâde hâllere kerâmet denemez ve bunlara istidrac tabir olunur.

İbn Kemâl Hazretleri, hadîs-i erbaîn şerhinde şöyle buyuruyor : "İzâ tehayyertüm fi'l-umûr feste'înü min ehli'l-kubûr. Yani işlerinizde şaşırıp kaldığınızda, kabir ehlinden yardım isteyiniz" hadîs-i şerîfi, evliyaullahın ve mü'minlerin sâlihlerinin rûhlarından isti'âne ve istimdâd eylemenin câiz ve meşrû olduğunu isbât etmekdedir.

Yine, Aliyyü'l-Kârî Hazretleri, Hısni'l-Hasîn şerhinde, "Allahu Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine, enbiyâ-yı zîşân ve rusül-i kirâm aleyhümüsselâm hazeratıyla, sıddîklar ve evliyâullah ve ulemâ ve sâlihler ve şehîdler rıdvanullahi teâlâ aleyhim ecmaîyn efendilerimizle ve a'mâl-i sâliha erbâbının kâffesiyle tevessül ve tekarrüb olunur" buyurmakdadırlar.

Zikrettiğimiz delâil ve burhânlarla, tevessül kapısının açık bulunduğu şeksiz, şübhesiz isbât edilmiş bulunmakdadır. Zîrâ her şeyin hakîkatini bilmek ve her şeyi Allahu Teâlâ'dan bilerek sebeblerine teşebbüs etmek, mazarrat değil bilakis füyûzât ve berekâtı bakımından bütün hayırların ve yararların Allahu Teâlâ'dan zuhûruna kolaylık teşkil eden manevi bir kapıdır. Bu tevessül ve râbıta, Allah Celle Hazretlerinden zuhûra gelecek feyz ve bereketin ve faydaların kapısı mesâbesindedir.

Tevessül, râbıta ve yardım husûslarında, şer'an men' olunan ancak alâ tarîki'l-ibâdet olanlardır. Biz, ehl-i îmânı bundan tenzîh eder ve mü'minler hakkında aslâ ve kat'â böyle bir şey tasavvur edemeyiz. Zîrâ Allahu Teâlâ'dan gayrıya ibâdet şirkdir ve küfürdür. Bunu, olsa olsa müşrikler yapabilirler, mü'minler, asla! Demek ki, mü'minlerle müşriklerin tevessülleri arasında büyük farklar vardır ve mü'minlerin tevessüllerinde, tevessül olunana aslâ ve kat'â ibâdet kasdı olmayıp, ancak feyz ve bereket tarîki üzeredir. Bunun ise meşrû ve makbûl olduğu, yukarıda zikrolunan hadîs-i şerîflerden ve sâlihlerin mütalaa ve beyanlarından açıkça ve hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlaşılmakdadır.

Yine Efendi Hazretleri bir sohbetlerinde şöyle buyurdular :

O gün cenâzeye gitdik, Eyüp Câmisinin önünde durduk, Mihmandâr-ı Resûlullah'ın önünde, cenâzeyi muvâcehe penceresine götürdüler. Oradan hocanın biri bağırıyor, ismini söylemeyeceğim, sellemehullah, "Efendim bidat bunlar, bilmem ne, bilmem ne, falan filan". Buhârî-i Şerîf'de var, Hazret-i Ömer radıyallahu anh, yağmur duâsına çıkdığı vakitde, Hazret-i Abbâs'ı beraber götürdü, Peygamber'in ammisini. Evvelâ Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem hürmetine Allah'dan rahmet isteyip, sonra Hazret-i Abbâs'ın elini tutdu, dedi, "Yâ Rabbi, bu Resûlullah'ın ammisidir, bunun hürmetine yağmur ihsân eyle". Anlaşılıyor ki âlem-i cemâle göçenler hürmetine de isteyebiliriz Allah'dan, hayatda olanlar hürmetine de istenir? Buhârî'de var böyle şeyler. Duânın kabûlüne vesîledir bu. "وَابْتَغُٓوا اِلَيْهِ الْوَس۪يلَةَ vebtegû ileyhi vesîle" âyeti var Kur`ân'da.

Bunların hepsinin cevâbları var. Ama ahmak adamla konuşulmaz. Hazret-i Îsâ aleyhisselâm kaçıyormuş, "Yâ Nebiyyallah, neden kaçıyorsun?" demişler, "Ahmakdan" demiş. "Sen ekmeh ve ebrasa çâre buldun, yani cüzam illetine ve a'mâların gözünü açdın, ölüleri diriltdin" filan demişler. "Bunların hepsi olur, ahmağa çâre olmaz. Ahmak kahr-ı ilâhîdedir, ahmakdan kaçmak lâzımdır" demiş. Onun için Kur`ân'da "وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ ve a'riz ani'l-câhîlîn" vardır.

İrfan Meclisi Tasavvuf Serisi 2022

Seyyid Muhammed Karamani ks Kimdir?
Hava Durumu
Ziyaretçilerimizden Gelen Mesajlar
Kayıtlı Video Bulunmamaktadır.
tarih
Hakkımızda

Hakkımızda
Misyon
Vizyon
İletişim

Telefon : 05446885258

Adres : İmaret Mah. 154. Sokak 7/1 Merkez KARAMAN
© Copyright 2012 Her Hakkı Saklıdır
Proteks Bilisim Teknolojileri
Aktif :
Bugün :
Toplam :