Bismillahirrahmanirrahim
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Değerli kardeşlerim, Allah’ın selamı, rahmeti, mağfireti, bereketi, hepinizin ve tüm inananların üzerine olsun. Sevgili kardeşlerim, bu akşam da, her akşam olduğu gibi Efendiler Efendisinden (s.a.v.) hayat ölçüleri öğreneceğiz. Rabbimiz, bizlere bu ölçüler üzere yaşamayı, O’na layık ümmet olma şerefine ermeyi, cennette de komşusu olmayı nasip etsin..Amin.
Ebu hüreyre (r.a.) anlatıyor;
Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyurdular
“Günahlar içerisinde öyleleri vardır ki, onları ne namaz, ne abdest, ne hac, ne de umre temizler.”
O mecliste bulunanlar (r.a.) sordular; Ya resul Allah öyle ise onları ne temizler?
Allah Resulü (s.a.v.) buyurdular;
“Onları, ancak ailenin geçimini sağlamak esnasında çekilen sıkıntılar, iş yoğunluğu temizler.(Camiussagir)
Sevgili kardeşlerim, ailesini geçindirmek için çalışmak, helalinden kazanmak için mücadele vermek, bizim günahlarımızın affına, rabbimizinin rızasını kazanmaya sevk etmektedir. Bu çaba ve gayretleri verirken, yorulmakta Allah’ımızın rahmetini celbeden sebeplerden sayılmıştır.
Zira Efendimiz s.a.v. şöyle buyuruyor ;
“Allah yolunda (cihâd edilmesi için) sarfettiğin para, köle âzâd etmek için harcadığın para, fakire sadaka verdiğin para ve bir de aile fertlerinin ihtiyaçları için harcadığın para var ya! İşte bunların içinde sana en çok sevap kazandıracak olanı, ailen için harcadığın paradır.”(Müslim, Zekât 39)
Efendimizin bu hadisinin sırrına girmek isteyen Müslüman çalışmalı, rızkını helalinden kazanma gayretinde olmalı, kimseye muhtaç duruma düşmemek için çabalamalı, her daim veren el olmalı, Zira Efendiler Efendisi(sav); ‘Veren el, alan elden üstündür.’ buyuruyor.
Bu sebeple, veren el olalım, helalinden kazanıp hem ailemize, hem de yakınlarımıza yardımcı olalım. Zira rabbimiz, yakın akrabaya bakmamızı, onları gözetmemizi istemektedir. Çalışmayan asalak asalak gezen, başkasının eline bakan bir kimsenin (yani çalışma imkânı olduğu halde çalışmayanın) ne kendisine, ne de başkasına faydası, yardımı dokunur. Onun içindir ki, Müslüman asalak olmaz, olmamalı, helal kazanmalı, halinden tasadduk etmeli. Hiçbir zaman ailesine bakar iken of puf etmemeli, asla acizlenmemeli. Zira yukarıdaki arz ettiğim hadisi şerifin manasını müjdesini düşünerek hareket etmelidir.
Resulullah Efendimiz(s.a.v.) bir başka hadisinde şöyle buyuruyor;
“Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi ailesinin ihtiyaçlarına harcadığı para, Allah yolunda cihâd etmek için beslediği atına harcadığı para ve bir de beraberce Allah yolunda cihâd ettiği arkadaşlarına sarf ettiği paradır.”( Müslim, Zekât 38 )
Ashabtan bir kimse; Ey Allah’ın Resulü! Çocuklarına para harcamak bana sevap kazandırır mı? Onları öyle muhtaç durumda bırakacak değilim ya! Onlar benim kendi çocuklarımdır, diye sordum.
Resûlullah şöyle buyurdu;
“Evet, onlara yaptığın harcamanın sevabı senindir.” Buhârî, Nefekât 14; Müslim, Zekât 47
Sevgili kardeşlerim, son olarak sizlerle bir hadisi şerifi daha paylaşıp sohbetime son vereceğim. Allah Resulü (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyuruyor;“Allah rızasını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın.” Buhari, İman,
Kardeşlerim, Bu hadis-i şerif her işin başının Allah rızası olduğunu ortaya koymakta, yapmış olduğumuz bütün amellerimizde Allah cc rızasını ummamız gerektiği beyan edilmiştir.
Kardeşlerim, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için büyük paralar, servetler harcamak şart değildir. Çoğu kimsenin önemsemediği bir işi yaparak da Allah rızası kazanılabilir. İnsan eşini, çoluk çocuğunu sevindirirken, onlarla gülüp oynarken bile sevap elde edebilir. Önemli olan, “Rabbim ben eşimi mutlu etmek, çocuklarımı sevindirmek istiyorum. Sen onları bana emanet ettin. Ben de senin emanetine saygı duyuyor, onlara karşı görevimi yapıyorum”, diye düşünebilmektir. Çocuklarına bir yiyecek, giyecek alırken Allah’ı düşünmek ve onun rızasını elde etmeyi istemektir.
Aile fertlerinin geçimini temin etmek, onları kimseye muhtaç etmemeye çalışmak, dinimize göre önemli bir olaydır. Allah’ın sevgisini, cennetini, cemalini kazandıracak kadar büyük bir meseledir. Eşiyle şakalaşırken, maddî haz duymak, sevap kazanmaya engel değildir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.v.) insanın eşiyle cinsî ilişkide bulunmasının bile sadaka olduğunu ifade buyurmuş; bunu yadırgayan sahabelerine “Ya ihtiyacını haram yoldan giderse ne olacaktı!” diyerek bu gerçeği perçinlemiştir.
Şakalaşırken eşinin ağzına verilen bir lokma bile sadaka sayılırsa, ailesinin ihtiyaçlarına sarf ettiği paralar, kim bilir insana ne büyük sevaplar kazandırır! İşte bunlar bizim hem dünyamızı hem de ahretimizi mamur edecek düstürlardır. Allah cc bu düsturlarla düstürlanıp her iki âlemini mamur eden, bütün hayatı ile kuran ve sünnete uyan kullarının zümresine bizi ilhak buyursun. Amin.
Başka bir irfan meclisinde buluşmak ümidi ile.
Selam ve Dua ile . Vesselam.
Hizmetkâr – 12.04.2012